Baki Hayatı ve Eserleri Edebi Kişiliği

ÖZET
Kısaca Hayatı
1526 yılında dünyaya gelen Baki’nin asıl adı, Mahmud Abdülbaki’dir. Fakir bir ailenin çocuğudur. Babası müezzindir. Çocukluğunda saraç çıraklığı yapmıştır. Eğitime olan tutkusu fark edilince, okumasına izin verilmiştir. Eğitimi sırasında şiire olan ilgisi artmıştır ve ünü de yayılmaya başlamıştır. Eğitimini tamamladıktan sonra, çeşitli medreselerde müderrislik yapmıştır. Kanuni Sultan Süleyman tarafından İstanbul’a getirtilmiş devlete hizmetlerde bulunmuştur. Ömrünün sonuna kadar kazaskerlik ve kadılık görevini yerine getirmiştir. Şeyhülislam olmak isteyen Baki bu kadroya getirtilememiştir. Sultanüş’şuara (Şairler sultanı) olarak anılmış, Türk edebiyatının en önemli isimleri arasında yer almıştır. 1600 yılında İstanbul’da hayatını kaybetmiştir.
Eserleri
Divan (4508 beyitlik, en önemli eseri), Fazâ’ilü’l-Cihad, Fazâil’i-Mekke, Hadîs-i Erbain Tercümesi, Kanuni Mersiyesi
UZUN
Baki Hayatı Uzun
Çocukluğunda saraç çıraklığı yapmıştır. Orhan Şaik Gökyay, Bakinin saraç değil serac çıraklığı yaptığını iddia etmiştir. Babasının Fatih Camii’nde müezzinlik yaptığı göz önünde bulundurulduğunda serac çırağı olması daha muhtemeldir. Eğitime olan tutkusunu fark eden ailesi eğitimine devam etmesine izin vermiştir. Çünkü ailesinden gizli olarak okula kaçmıştır. Gayretli bir öğrenci olmuş ve dönemin ünlü müderrislerinden ders almıştır. Eğitimini tamamladıktan sonra müderrislik yapmıştır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde kazaskerlik ve kadılık yapmıştır. Özel yaşamındaki özgürlüğüne ve sınırsızlığına rağmen kadılık görevindeki adaleti ile dikkat çekmiştir.
Eğitim hayatında şiire olan ilgisi ön plana çıkmıştır ve 18-19 yaşlarında ünlü olmasına sebebiyet vermiştir. Birçok ünlü edebiyatçı ile tanışmıştır. Hocası Mehmed Efendi için yazdığı Sümbül Kaside’si ününü artırmıştır. Dönemin ünlü şairlerinden Zati’nin dikkatini çekmesi ünlü olmasına yardımcı olmuştur. Süleymaniye Medresesi’nde Ahmed Şemseddin Efendi’nin derslerine devam ederken, Sultan Süleyman’a sunduğu kasideyle saray çevrelerine girmeyi başarmıştır.
Baki’nin saraya bir yakınlığı her zaman olmuştur. Özellikle Kanuni Sultan Süleyman ile yakın ilişkileri olmuştur. Padişahın iltifatlarını almıştır. Sonrasında II. Selim ve III. Murat zamanlarında da hem saraydan hem halktan itibar görmüştür. Ölmeden önce ilgi ve itibar gören şair, Sultanüş’şuara yani Şairlerin Sultanı diye anılmıştır.
Edebi Kişiliği

 

Osmanlı’nın en parlak dönemlerinde yaşayan Baki, şiirlerinde kullandığı temalara da bunu yansıtmıştır. Aşk, yaşama zevki ve doğayı şiirlerine konu edinmiştir. Tekniği güçlüdür. Şiirlerindeki ahenk ve akıcılık farklıdır. Dil kullanımında yeteneklidir ve şiirlerinde İstanbul Türkçesi’ni başarıyla kullanmıştır. Genellikle dini olmayan konuları şiirlerine konu edinmiştir. Şiirlerinde oluşturduğu tını, musiki de şiirlerinin farklı özelliklerinden biridir. Türk Divan şiirinin dönemin ünlü akımları ve eserleri seviyesine ulaşmasında büyük katkısı olmuştur.  Eserlerinden biri Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümü üzerine yazdığı Kanuni mersiyesidir. (Mersiye-i hazret-i Süleyman Han) Bu mersiye terkib-i bend şeklinde yazılmıştır. Teknik olarak güçlü bir yapısı vardır ve ahengi dönemin ruhunu, özellikle edebiyat tarzını ifade etmiştir. Bu yüzden en ünlü mersiyelerden biri olmuştur. Osmanlı Divan Edebiyatı’nda şiire bizim ve içerik bakımından çok yenilik getirmiştir. Hicviyeleri ile ünlüdür. 

Yorum yapın